Thesis Search




SEARCH RESULTS

Küreselleşme krizi tartışması bağlamında Çin'in kuşak ve yol projesi: Fırsatlar ve zorluklar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Çin'in 2013 yılında başlattığı dev proje Kuşak ve Yol, şimdiden gerek ekonomik büyüklüğü gerekse de dünyanın her kıtasına yayılarak ortak bulması sayesinde uluslararası düzenin mevcut yapısını değiştirecek güce sahiptir. Söz konusu projenin ekonomik ve siyasi boyutlarının, doğurduğu fırsatların ve yarattığı risklerin gereğince değerlendirilmesi ve uluslararası düzenin gelecekteki görünüşünün doğru tasarlanması bakımından önemlidir. Bu doğrultuda bu tezde, Kuşak ve Yol Projesi küreselleşmenin krizi tartışması bağlamında ele alınarak, projenin farklı devletler üzerinde yaratacağı muhtemel etkileri çözümlemeye ve uluslararası düzene katkı sağlayacak bazı önerilerde bulunulmaya çalışılmıştır. Bu çalışma, projeye katılan ülkelerin ve bölgelerin gözünden araştırılarak, projenin taraftar ülkeleri, projenin çekimser ülkeleri ve projenin rekabetçi ülkeleri olarak sınıflandırılmıştır. Bunun yanı sıra son dönemlerde küreselleşmenin yeni sahibi olduğunu savunan Çin'in Kuşak ve Yol Projesi ile bir hegemon arayışında olup olmadığı da tartışılmıştır. Çin ile uluslararası düzendeki hâkim güç ABD arasındaki rekabetin ticaret savaşları, Pekin'in küçük, orta ve büyük güçlerle kurduğu ekonomik ve güvenlik ilişkilerine yansımaktadır. Uluslararası düzende büyük ittifaklar kurmak amaçlı büyük ve orta güçler olan Rusya, AB, Türkiye, İran ve Orta Asya ülkeleri projenin en önemli ortaklarıdır. Çin, bu önemli projeyi dış politikasını güçlendirebileceği güçlü ortaklıklar kurma imkânı verecek biçimde tasarlamıştır. Bu çalışmada ortaya çıkan bu resme bağlı olarak, Kuşak ve Yol'un Çin'e ve katılımcı ülkelere getirdiği ekonomik, jeopolitik ve jeostratejik yararlar ve zorluklar incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Çin, Kuşak ve Yol Projesi, Küreselleşme, Kriz, Uluslararası Düzen.

Küreselleşme sürecinde devletin yeniden yapılanması: Azerbaycan örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2009 Diğer
XX. yüzyılda yaşanan gelişmeler, dünyada önemli değişikliklerin meydana gelmesine neden oldu. 1929 krizi, onu izleyen iki dünya savaşı ve ardından çıkan petrol krizi dünya genelinde yaşanan ekonomik bunalımın en önemli nedenleri olarak gösterilmektedir. Soğuk Savaş'ın doğurduğu kutuplaşma ise dünyada ekonomik ve siyasi tansiyonun yükselmesine sebebiyet verdi. Dünya sisteminin artık aynı düzen içersinde gelişemeyeceğinin işareti olan bu gelişmeler, küresel çapta yeni ekonomik ve siyasi politikaların gerekliliğini gündeme getirdi. Batılı kapitalist ülkeler, yıllarca egemen olan devletçi ve dışa kapalı politikaları terk ederek yeni liberal politikalara geçiş yaparken, Doğu Bloğu çöküş sürecine girdi. Berlin Duvarı'nın yıkılması ve SSCB'nin dağılmasıyla sosyalizmin çıkmaza girmesi, yeni liberal politikaların dünya çapında yayılmasını sağladı. Dinamik küreselleşmenin oluşmasının en önemli nedenleri olarak bilinen bu gelişmeler, ekonomik ve siyasi ideolojilerde de kritik değişimlere neden oldu. Özellikle, küreselleşme ve devlet ilişkileri, ekonomi ve siyasetin etkileşimi gibi konularda farklı görüşler ortaya atıldı.Küreselleşme ve devlet ilişkilerinin belirlenebilinmesi açısından bu çalışmada ilk olarak söz konusu sürecin gelişimi ve devlet üzerindeki etkilerine değinilecek, ardından Doğu Bloğu'nun çöküş süreci ve SSCB'nin dağılmasının bir sonucu olarak bağımsızlığını kazanan Azerbaycan'ın yeni ekonomik ve siyasi sisteme geçiş aşaması ve devlet yapılanması ele alınacaktır. Temel amaç, çalışmanın ana örneğini oluşturan Azerbaycan'ın küreselleşmenin taleplerine nasıl uyum sağladığının belirlenmesine yöneliktir.

Küreselleşme sürecinde Irak-Türkiye vergi sistemlerinin değerlendirilmesi ve Irak vergi sistemi için öneriler

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2012 Maliye Bilim Dalı
Küreselleşmenin ortaya çıkmasıyla birlikte hayatımızın tüm yönlerinde bir takım değişimler meydana gelmiştir. Bu değişimler olumlu ya da olumsuz pek çok etkiye yol açmıştır. Hükümetleri de söz konusu değişimlerin olumlu yönlerini desteklemeye, olumsuz etkilerine karşı ise bir takım önlemler almaya zorlamıştır. Küreselleşme hareketleriyle birlikte ortaya çıkan vergi rekabeti, transfer fiyatlaması, elektronik ticaret ve vergi cennetleri vergi sistemlerini olumsuz etkilemiştir. Dolayısıyla hükümetler vergilendirme yetkilerini kullanarak kendi sınırları içinde vergi sistemlerinde gerekli düzenlemeler yapmışlardır. Ayrıca ülkeler uluslararası anlaşmalar yaparak bu sorunların etkilerini hafifletmek amacındadır.Irak Cumhuriyeti son 30 yıl içerisinde geçirdiği savaşlar nedeniyle dünyada gelişen bu trendlerin gerisinde kalmıştır. Bu çalışmanın amacı; dünyada gelişen trendler dikkate alınarak hem kültürel yapı hem de bulundukları bölge itibariyle Irak ve Türk Vergi Sistemlerinin karşılaştırılmasıdır. Sonuç olarak hem Türkiye'de hem de diğer ülkelerde uygulanan vergi sistemlerinden yararlanılarak Irak için bazı öneriler getirilmiştir. Bu kapsamda Irak Vergi Sistemi'nde var olan vergilere yönelik düzenlemelere ve bazı yeni vergi önerilerine yer verilmeye çalışılmıştır.

Küreselleşme sürecinde mülteciler vaka analizi: Made ın Turkey etiketinin arkasındakiler

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bu tez, tüketiciliği ve küresel kapitalizm çağındaki hızlı moda olgusunu tanımlamakta ve kayıt dışı fabrikalarda veya merdiven altlarında çalışan Suriyeli mültecilerin durumuna ilişkin, Türkiye'de yaşayan insanların farkındalığının satın alma tutumları üzerindeki etkisini incelemektedir. Tezin ilk bölümünde, küreselleşmenin, şüpheci bir perspektiften incelenmesi ve aynı zamanda daha ilerici bir topluma kavuşmak için sosyo-ekonominin önemi üzerinde durulmaktadır. Daha sonra, özellikle geçtiğimiz yıl medyada sunulan göç ile mültecilere karşı nefret dolu söylemler üzerinden, küreselleşme ve göç arasındaki ilişki irdelenmektedir. Çalışma, insanların tüketim konusundaki bilgilerini, Türkiye'deki Suriyeli mülteci işçiler ve bu soruna yönelik tutumlarını analiz etmek için bir anket metoduyla hem nitel hem de nicel açıdan gerçekleştirilmiştir. Anketin sonuçları bize, eğitim ve bilgiye erişimin, insanların ekonomik sistemde ortaya çıkan sorunların farkında olmaları üzerinde bir etkiye sahip olduğunu, ama aynı zamanda eğitimin, bu konuyla ilgili gelişmelerin olmasını istediğimizde, dikkate alınması gereken önemli bir faktör olmasına rağmen, tüketici davranışında tüm zihniyeti köklü olarak değiştirmeye yeterli olmadığı gerçeğini göstermiştir. Tüketicilik hegemonyası, tüm yaşam tarzını etkilemiştir, ayrıca sistemde bir sorun olduğunu kabul etsek bile, bunu değiştirmek zor, neredeyse imkansıza yakındır. Tüketicilik söyleminin tekrardan yapılandırılması üzerine çalışma devam etmeliyiz.

Küreselleşme sürecinde Nijer'in dış ticareti, Türkiye ile ticari ilişkileri ve dış olanaklarının değerlendirilmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Uluslararası İşletmecilik Bilim Dalı
Bu bitirme tezi Türkiye ile Nijer arasındaki ticari ilişkiler ve yabancı piyasa fırsatlarının değerlendirilmesi üzerinedir. Bu çalışmanın temel amacı, her iki ülkenin de ticari, sosyal ve politik ilişkilerindeki potansiyeli göstermektir. Çalışma, hem Türkiye'nin hem de Nijer'in fırsatlara sahip olduğunu ortaya koyar. Daha yolun başında olmasına rağmen, iki ülke arasındaki çift yönlü ticari ilişkiler güçlü bir temele sahiptir. Yıllar boyunca küreselleşme ülkeler arasındaki sosyal, politik, kültürel ve ticari bağlantıları teşvik etmiştir. Ticaret, ürün ve hizmetlerin ithalat ve ihracatı sayesinde büyük ölçüde küreselleşerek büyümüştür. Araştırmalar, küreselleşmenin dünya çapında ticareti nasıl kolaylaştırdığını aynı zamanda politik ekonomik ve sosyal ilişkileri pekiştirdiğini göstermektedir. Küreselleşme, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin, mal ve fiyat seçeneğine sahip oldukları bir dizi uluslararası piyasaya erişimine izin vermiştir. Nijer ve Türkiye arasındaki ticari ilişkiler 2012'den beri belirgin bir biçimde artmıştır. Bu karşılıklı ticari ilişkilerin temel amacı ortak bir iş anlayışı paylaşarak iki ülke arasındaki ticari ilişkileri güçlendirmektir. Birçok örnekte, ülkeler kendi aralarında büyümek ve gelişmek amacıyla ticarete başlarlar. Dahası, Türkiye Nijer gibi ülkelere yardımcı olabilecek, birçok iş imkanı bulunan hızlı büyüyen bir ekonomidir. Nijer, ekonomisinin zayıflığı ve kırılganlığı sebebiyle en az gelişmiş ülkelerden biridir. Türkiye gibi ülkelerle birlik oluşturmak her iki ülke için de ekonomik büyüme ve sürdürülebilirlik yaratacaktır. Bu çalışma, Türkiye ve Nijer arasındaki yabancı piyasa imkanlarının ve uluslar arası ticaretin analizine dayanmaktadır. Bununla birlikte, her iki ülke için finansal bankacılık sistemleri, yatırım sistemi, ekonomi, dış ticaret, kanunlar ve yönetmelikler ve son olarak teknoloji açısından potansiyeller ve yararlar ortaya koymaktadır. Dahası bu çalışma Nijer ve Türkiye iş çevreleri ve bunların nasıl işleyip nasıl Dünya ekonomilerini yatırıma teşvik ettiklerini gösterecektir. Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Ticaret, İş, Ekonomi, Çift yönlü ticaret, yabancı piyasa fırsatları, Türkiye ve Nijer

Küreselleşme sürecinde Tayland'ın dış ticareti ve Türkiye arasındaki ilişkiler bir araştırma

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Uluslararası İşletmecilik Bilim Dalı
Son 30 yıl içerisinde tüm ülkelerde doğal süreç haline gelen küreselleşme, Tayland ve Türkiye'yi de derinden etkilemiştir. Dünyada yaşanan hızlı küreselleşme ile ilgili bilgi, iletişim ve haberleşme teknolojilerinin yaygınlaşması, dünya piyasalarını birleştirici etki yapmıştır. Böylece, küreselleşme sürecinde teknolojinin hızlı gelişmeleri uzak ülkeleri yakın kılabilmiştir. Bu çalışmada, öncelikle dış ticaret tanımı ile kavramı gözden geçirilmiş olup, tüm dünyayı etkisi altına alan küreselleşme hareketinin dünya ekonomisinde yarattığı değişim incelenmiştir. Tayland'ın tarihi, coğrafi yapısı, sosyo-kültürel ve siyasal çerçevesi hakkında bilgi vererek, ülke biraz daha yakından tanınmıştır. Bununla birlikte, Tayland'ın genel ekonomik durumları ile ilgili bazı önemli ekonomik göstergelere de yer verilmiş ve önemli sektörler analiz edilmiştir. Küreselleşme sürecinde Tayland'ın dış ticaret verileri, sektör ve fasıl bazında analiz edilmiştir. Tayland'ın en önemli ticari partneri, bölgesi ve ürünleri incelendikten sonra, Tayland'ın dış mevzuatı da gözden geçirilmiştir. Tayland ile Türkiye arasındaki büyük fırsatlar içeren dış ticaret ilişkilerinin gelişmeler ve varolan dış ticaret hacminin yıllar itibarıyla yükselişi ve düşüşü analize dahil edilmiştir. Her iki ülkenin dış ticaret hacimlerinin yanı sıra, Türkiye'nin Tayland'da karşılaştığı sorunlar ve çözüm önerileri de gözden geçirilmiştir. Ayrıca, iş potansiyeli alan çalışması ile de mevcut güncel durumu analiz edip sorunlar ve somut sonuçlarla Tayland ile ticaret yapan ve yapmak isteyenlere yol gösterici olmak amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Dış Ticaret, Tayland'ın Dış Ticareti, Tayland ile Türkiye arasındaki ilişkiler.

Küreselleşme sürecinde vergi politikası: Kırgızistan örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2008 Diğer
Küreselleşme sürecinde vergi politikasında yaşanan değişimlerin ve Kırgızistan'ın örnek alınarak incelenmesi amaçlanan bu çalışmada küreselleşmenin genel kapsamı, küresel vergi sorunları ve Kırgızistan vergi politikasında ortaya çıkan sorunlar araştırılmış ve değerlendirilmiştir. Ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda yaşanan değişimlere neden olan küreselleşme sürecinden genellikle gelişmiş ülkeler avantajlı çıkarken; az gelişmiş ülkeler olumsuz etkilenmiştir. Dünya entegrasyonu sonucu ülkeler arası bağımlılığın artması, öncelikle bir ülkenin uyguladığı vergi politikalarının diğer ülkelerin vergi politikalarına olan etkisini arttırmış ve bağımsız olarak vergi politikalarını uygulamak giderek zorlaşmıştır.Geçiş ekonomisi sürecini yaşayan Kırgızistan, bağımsızlık sonrası ?Şok terapi? uygulamasını kabul etmiş ve devletin yeni kurulmuş piyasadan hızlı ve şartsız olarak çekilişi ülkede üretimin durmasına neden olmuş; işsizlik, yüksek enflasyon, yolsuzluk ve yoksulluk gibi ciddi ekonomik sorunlar ortaya çıkmıştır. Çalışma konusunun temeli olan Kırgızistan vergi politikasının küreselleşmeden etkilenmesi ilk oluşturulduğu zamanda başlamış olup, diğer gelişmiş ülke vergi sistemleri örnek alınarak oluşturulan Kırgız Cumhuriyeti Vergi Kanunu yasalaşarak uygulamaya konulduğundan beri çeşitli sorunlar ortaya çıkmış ve bu sorunları çözmek için çok sayıda reform yapılmıştır. Kırgızistan çoğu ülke gibi ekonomik kalkınmayı sağlamak amacıyla üretimi arttırmaya yönelmiş ve ülkede yatırımları, özellikle DYY geliştirmek için vergi oranlarının indirilmesi, SEB oluşturma gibi çeşitli vergisel teşvikler uygulamaya başlamıştır. Ancak bu teşviklere rağmen, yatırımların diğer BDT ülkelerine göre düşük düzeyde kalması paradoksal bir durum oluşturmuştur. Dolayısıyla, Kırgızistan'ın vergisel teşviklerin yanısıra siyasi istikrarın sağlanması, kayıt dışılığın azaltılması, yolsuzluğun ortadan kaldırılması, yoksulluğun giderilmesi, teknolojik donanımın geliştirilmesi, halkın vergi bilincinin arttırılması, vergi dairelerinde çalışanların (ücretlerin artırılması başta olmak üzere) sorunlarının çözülmesi gerekmektedir.Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Vergi Politikası, Vergi Sorunları, Geçiş Ekonomisi, Kırgızistan.

Küreselleşme sürecindeki Çin ekonomisinin Türk yazılı basınına yansıması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Teknolojinin geliştiği ve iletişimin giderek kolaylaştığı günümüzde küreselleşme artık kaçınılmaz bir gerçektir. Artık uluslararası siyasi, ekonomi ve kültürel ilişkiler küreselleşmenin ektisi altında gerçekleşmektedir. Küresel ekonomi ise günümüzde en çok dikkat çeken ve tartışılan konulardan biridir. Çin ekonomisi, yaklaşık 40 sene önce neredeyse bütünüyle yalıtılmış bir durumda iken, günümüzde dünya ekonomisi ile bütünleşme ve etkileşim düzeyi en yüksek ekonomilerden biri haline gelmiştir. Tarihi İpek Yolu'nun iki ucunda yer alan Çin ve Türkiye, ekonomik alanında ikili ilişkilerini güçlendirmektedirler. Küresel sürecindeki Çin ekonomisi zaman zaman Türk ekonomisine olumsuz etki yaratsa da Türkiye'nin bu süreç içinde kendi ekonomisini büyütme fırsatını yakalayabileceği beklenmektedir. Bu çalışmada Hürriyet ve Sabah gazetesinin altı aylık ekonomi sayfası incelenerek Çin ekonomisinin olumlu ve olumsuz yansımaları araştırılmıştır. Anahtar Kelimeler: Çin, Ekonomi, Hürriyet, Küreselleşme, Sabah, Türkiye

Küreselleşme ve kozmopolitizm karşısında yurtseverlik

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
Toplumsal yaşam belirlenmiş yasal düzene itaati temel alan bir yaşam biçimi olarak ortaya çıktığı andan itibaren yurtseverlik temel bir olgu olarak kendisini göstermektedir. Bu metindeki amacımız yurtseverlik olgusu ve günümüz toplumlarındaki sağlam temelleri üzerine bir yeniden düşünme olgusundan oluşacaktır. Burada yurtseverlik kavramına yüklenen anlam ve bu kavramın güncel ilişkileri üzerine sorulan sorular incelenecektir. Başlangıç olarak yurtseverliğin anlamı üzerinde durulacak olup, metnin devamında özellikle Rousseau'nun Toplum Sözleşmesi temele alınarak doğa insanı ve toplumsal insan arasındaki yapılanma farkları ele alınacaktır. Toplumsal yaşama duyulan bağlılık ve düzenlenen yasalar adına doğa durumunda sahip olduklarından feragat eden insanın; toplumda özgürlük ve eşitliği yakalama istemiyle düşünsel akışımız takip edilecektir. Tüm bu değerlendirmelerin ardından Kongo'nun sosyo-ekonomik konumu ve gelişimi üzerinden bir sunum gerçekleştirilecek, küreselleşme ve yurtseverlik kavramları ülkenin içinde bulunduğu durumlarla incelenecektir. Her ne kadar mevcut durumlar ayrımcılığı, kabullenmemeyi, insanın insandan duyduğu korkuyu, yabancı düşmanlığını getirse de, konukseverlik insan doğasında mevcuttur ve yalnızca onun tarafından kabul edilebilir. Bu nedenle, ortak dünya zorunlu bir ilkedir, o çeşitliliğin birliğidir. Anahtar Kelimeler: Yurtseverlik, Küreselleşme, Kosmopolitizm, Rousseau,Konukseverlik, Kongo

Küreselleşme ve uluslararası nükleer politikalar

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2012 Diğer
Küreselleşmenin meydana getirdiği ekonomik eşitsizlik ülkeler arasında büyük bir uçurumu ortaya çıkarmıştır. Uluslararası alan ?gelişmiş? ve ?az gelişmiş? ülkeleri olarak ikiye ayrılmıştır. Az gelişmiş veya gelişmekte olan ?güney? ülkeleri ?kuzey? ülkelerine tek taraflı bağımlıydı ve bu bağımlılık hala da sürmektedir. Bu ülkeler dış politikanın dışında kalarak kendilerini duyuramamakta ve çeşitli ambargo ya da ekonomik yaptırımlar yüzünden gelişememektedirler. Bu yüzden bu ülkeler uluslararası alanda önemli aktör konumuna gelmek ve devlet güvenliği ile ulusal çıkarlarını korumak için nükleer silahı geliştirerek caydırıcılık politika izlemektedirler.Nükleer silahların yayılmasının başlıca sebeplerinin diğeri de güvenlik anlayışının değişmesidir. 1990'lardan önce ?eski güvenlik? anlayışı iki kutuplu sisteme göre değişmiştir. 1990'lardan sonra yeni güvenlik anlayışı tek kutuplu sistem ve küreselleşmenin meydana getirdiği dengesizliklere göre tanımlanmaktadır. Tehilkenin nereden geleceğini tahmin edemeyceğimiz belirsiz bir dönemde ülkelerin güvenlik konusunda nükleer silah programının önemi her gün daha da artmaktadır.ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin nükleer kulübünü oluşturan beş ülkedir. Bu ülkeler ardından nükleer silah edinme ?güney? ülkeleri arasında yayılarak, Güney Asya ve Orta Doğu ülkelerine sıçramaktadır. Birbirini tehdit olarak algılayan bu ülkeler bölgede bir nükleer yarışa başlatmışlardır. Hindistan ve Pakistan ve İsrail örneğinden tanık olmaktayız. Yeni nükleer aktörler olarak değerlendirilen DKHC ve İran günümüzün uluslararası sorun haline gelmektedir. Bu çalışmada, nükleer silaha sahip olan ve nükleer silaha sahip olmaya çalışan devletlerin nükleer silah politikaları incelenmektedir.Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, Küresel Eşitsizlik, Tek Yönlü Bağımlılık, Güvenlik, Eski Güvenlik, Yeni Güvenlik, Nükleer Güç, Nükleer Silah, Caydırıcılık.

Küreselleşmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi: Batı Afrika Ekonomik ve Parasal Birlik ülkeleri örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Küreselleşme son on yıllarda büyüyen bir olgudur. Bu küreselleşmenin, özellikle gelişmiş ve bazı gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümesine etkisi, çeşitli ampirik analizlerde ortaya çıkmıştır. Dünya ticareti ve doğrudan yabancı yatırımın %2'sinden azı ile Afrika küreselleşmenin dışında görünmektedir. Bu gözlemler, Batı Afrika Ekonomik ve Parasal Birliği (BAEPB) ülkelerinde ekonomik küreselleşmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkisine bakmamıza neden oldu. Bu çalışma, 2000-2014 dönemini kapsayan bir panel seri çerçevesi kullanarak, küreselleşmenin BAEPB ülkelerinde kısa ve uzun dönemde ekonomik büyüme üzerindeki etkisini belirlemeyi amaçlamaktadır. Ekonomik küreselleşmenin etkilerini yakalamak için iki tahmin yöntemi kullanılır: kısa vadeli etkileri incelemek için sabit etkiler modeli ve uzun vadeli etkileri yakalamak için dinamik bir panel modeli. Elde edilen sonuçlar küreselleşmenin ekonomik büyümeyi olumsuz etkilediğini ve kısa vadede de %10'luk bir anlamlı sahip olduğunu göstermektedir. Uzun vadede, ekonomik küreselleşme ekonomik büyüme üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir ve %5 anlamlıdır. Aslında, uzun vadede, ekonomik küreselleşmede %1'lik bir artış, ortalama olarak, %0.032 ile ekonomik büyümeyi artıracaktır. Bu sonuçlara dayanarak, yerel ekonominin uluslararası pazara açılmasının, BAEPB ülkeleri için uzun vadede daha üretken olduğuna karar verebilmektedir. Anahtar Sözcuükler: Küreselleşme, Ekonomik Büyüme, Sabit etkiler, GMM Sistem,BAEPB, Panel Veri.

Kürt atasözlerinde kadın ve toplumsal cinsiyet algısı: Kuzey Irak (Kürt bölgesi) örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2018 Diğer
Kültür, insanoğlunun yarattığı, maddi ve manevi gelenek, görenek, değer, inanç, örf, adet, teknoloji vb. tüm değer içerikli unsurları kapsamaktadır. Dil, kültürün temel ögesi olduğuna göre toplum zihniyetini içine alan önemli bir araç olarak yazılı ve sözlü şekilde kuşaktan kuşağa aktarmasını sağlamaktadır. Halk edebiyatı ve dilin önemli ögelerinden biri, milletin ortak düşünce, kısa ve özlü sözleri içine alan atasözleri, toplum ve kültürün zihniyeti taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı Kürt atasözlerinde kadın imajının nasıl sunulduğu ve atasözlerindeki düşüncelerde kadınlığın nasıl görüldüğünü ortaya koymaktır. Bununla birlikte kadınlarla ilgili yer alan atasözleri, toplumsal cinsiyet kavramı açısından ele alınmaktadır. Bu amaçla Kuzey Irak'ta yaşayan Kürt halkının atasözlerin sözlükleri taranması ile betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Bu durumda kadınların bulunduğu bütün pozisyon ve sosyal statüler (kız çocuk, bekâr kız, kadın(eş), kadın(genel isim olarak), avrat, karı-koca, anne, dul, yaşlı kadın, kaynana, elti, görümce, gelin) gibi terimleri ele almaktadır. Bu çerçevede atasözlerinde kadınların erkeklere göre ikinci planda olduğu, kadının kimliğinin özel bir kimlikten ziyade erkekler üzerinden kurulan bir kimlik olduğu, atasözlerinde var olan genel zihniyetin günümüzde dahi etkisini sürdürdüğü görülmektedir. Ayrıca bu atasözleri kadınlar üzerindeki baskının artmasında rol oynamaktadır. Bununla beraber kadına yönelik sürekli iyi ve kötü karşılaştırması yapılmaktadır. Kötü kadın imajına olumsuz anlamlar yüklenirken, iyi kadın imajı bir insani değerlendirilmesinden ziyade bir dişi olarak nitelenmektedir.

Kürtçenin Irak Sorani ağzındaki Türkçe söz varlığının incelenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Bilim Dalı
Kürtçenin Irak'ta en çok konuşulan ağzılarından biri olan Sorani ağzı, Osmanlı döneminden itibaren Türkçeden etkilenmiştir. Bu çalışmada Sorani ağzında Türkçe söz varlığını incelemek, tespit etmek ve sınıflandırmak amaçlanmıştır. Bu konunun özellikle söz varlığı açısından daha önce işlenmemiş olması konuyu seçmemizde etkili olmuştur. Çalışmada ilk etapta Kürtçe (kelime, atasözü, deyim) sözlükler gibi yazılı kaynaklar esas alınarak Sorani ağzında Türkçe söz varlığı ögeleri tespit edilmiştir, sonra farklı kategorilerilere ayırılmıştır. Çalışmanın bulgular kısmı hem örnekler ile somutlandırılmış, hem de istatistik açıdan değerlendirilerek tablo ve grafikler şeklinde sunulmuştur. Ayrıca çalışmanın Ekler bölümünde birkaç eski metin söz varlığı bakımından analiz edilmiştir ve ekler dizini ile beraber Kelimeler, Deyimler ve Atasözleri Sözlüğü olmak üzere 3 tane sözlük hazırlanmıştır. Çalışmanın neticesinde Kürtçenin Sorani ağzında Türkçe söz varlığının kapsamına giren toplam 2812 kelime ve 39 ek tespit edilmiştir. Tespit edilmiş bu 2812 kelimeden 442'si Türkçe kökenli, 39 ekten ise 18'i çekim ve yapım eklerindendir.

Kütüb-i Sitte'de şiir

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2018 Temel İslam Bilimleri Bilim Dalı
Şiir, Araplar nezdinde sanatını İslâmiyetten 150 veya 250 yıl önce ortaya çıkarmıştır. Şiir demek: Bilerek, kasıtlı olarak söylenmiş kafiyeli sözlerdir. Yani şiir kasıtlı olmadığı için Kur'an'daki ayetler ve Hz. Peygamber'in (sav.) sözleri bunun dışındadır. Allah, Hz. Peygamber'e (sav.) şiir okumayı yasaklamış ve şöyle buyurmuştur: Biz, o Peygamber'e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. O (na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır. Allah O'na şiir yazımını da yasaklamış ve yazma isteği de ondan almıştır. Böylece Hz. Peygamber'e (sav.) kasıtsız şiir ve vezin uğramamıştır. Şiirlerin özel kuralları ve düzenlemeleri vardır. Şiir vezin düzenini sağlayan her söze şiir denilemez. Beyit olarak isimlendirilen sözün toplumu etkilemesi gerekir, yoksa şiir denilmez. Niyet sanat ve vezin gibi şartları taşıması gerekir. İslâm şiiri daraltmamış aksine güzelleştirmiş ve kelime haznesini de genişletmiştir. Yasak olan şeyleri şiirinde veya sözlerinde yermiştir. Ama şiirin özü olan vezin, bahir ve gayelerine dokunulmamıştır. Bilakis İslâma göre dini kelimeler kullanarak müftredatını arttırmış ve bundan da yeni duygular meydana gelmiştir. Kendi yöntemiyle uyumlu olacak kurallar ve esaslar getirdi ve içindeki var olan cahiliye davranışları ve sözlerini temizledikten sonra, Müslümanların silahlarından biri olması sağlanmıştır. Hz. Peygamber efendimizin (sav.) ahlaki olarak doğru şiirle ilgili bir hoşnutsuzluluğu yoktu. Hz. Peygamber (sav.), şiir dinlemeyi severdi ve güzellerinden de örnek veriridi, şiir insanlarda iz bırakır ve onları teselli ederdi. Buhari'nin rivayetinde Peygamberimiz, şiirin bir hikmet olduğunu kabul etmiştir. Çalışmamız iki giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Birinci girişte şiirin İslâmdaki yerinden kısaca bahsedilmiştir. İkinci grişte Kütüb-i Sitte'deki Şairlerinden kısaca bshsedilmiştir. Birinci bölümde şiir kavramı araştırılıp asr-ı saadette şiirin tarihi, Kütüb-i Sitte'de şiir dili, temaları ve bahrları toplumdaki yeri ortaya konulmuştur. İkinci bölümde Hz. Peygamber'in (sav.) şiir ile olan münasebeti ve örnek olarak verdiği şiirler ve Kütüb-i Sitte'de şiirin esasları ele alınmıştır. Üçüncü bölümde Hz. Peygamber'in şiirden etkilenmesi, Cahiliye Krallarının şiir söylemesi, Niçin Allah Hz. Peygamber'e (sav.) şiir söylemesini yasaklanmış? Gibi konular ve Recz kavramı üzerinde durulmuştur. Sonuç bölümde ise elde edilen bulguların genel bir özeti sunulmuştur.

Kütüphane kaynaklarının akademık performansa etkisi: Eritre Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesi örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Diğer
Bilgiye erişimin kütüphanelerin fiziksel yapısıyla sınırlı olmadığı bilgi ve teknoloji çağında, dünyanın dört bir yanındaki kütüphaneler, öğrencilerine, bütçe sağlayıcılarına ve tüm paydaşlarına niçin önemli olduklarını göstermekte zorluk yaşamaktadırlar. Böyle bir araştırma ve değerlendirme ortamında üniversite kütüphanesinin rolü; çevrimiçi katalogların, CD-ROM'ların, çevrimiçi veritabanlarının, diğer elektronik kaynakların ortaya çıkmasıyla birlikte değişmiş, bilgi ve belgeye erişimde de yeni yöntemler ortaya çıkmıştır. Verimli ve etkin olduklarını kanıtlamak zorunda olan diğer birimler gibi üniversite kütüphaneleri de kütüphane kullanımının öğrencinin akademik performansına ve dolayısıyla üniversitenin etkinliğine doğrudan katkıda bulunduğunu ampirik olarak göstermelidirler. Bu araştırmanın amacı, Eritre Teknoloji Enstitüsü Kütüphanesinin (ETE Kütüphanesi) öğrencilerin kütüphane kaynaklarını kullanımı ve akademik performansları arasındaki ilişkiyi araştırmak ve kütüphanelerin eğitim ve öğretime, verdiği değeri ortaya çıkarmaktır. Bu araştırmada, kütüphane kaynaklarının kullanımı ve öğrencilerin akademik performansları arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak amacı ile anket tekniğinden yararlanılmıştır. Verilerin analizinde frekans dağılımını, tablo ve yüzdeleri içeren tanımlayıcı istatistikler kullanılmıştır. Tezde Ki-kare bağımsızlık testi kullanılarak, öğrencilerin kütüphane kullanımı ile ortalama not puanı (AGNO) arasında olumlu/olumsuz önemli çoklu korelasyonlar tespit edilmiştir. Araştırmada öğrencilerin kütüphane kaynaklarını kullanmaları ile (AGNO) sonuçları arasında bazı değişkenlerin olabileceği göz önüne alınarak, kütüphane kaynaklarının sonuçlara etkisine ilişkin yanlı bir tahminde bulunmamak için korelasyon testi yapılmıştır. Öğrencilerin kütüphane kaynakları ve kütüphane ile olan etkileşimini daha yakından incelemek amacıyla, araştırma aynı zamanda öğrencilerin kütüphaneyi ve kaynaklarını değerli ve tatmin edici bulup bulmadıkları da göz önüne alınarak incelenmiştir. Araştırmada, kütüphane kaynaklarının kullanımı ile öğrencilerin not ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Küvet hazard fonksiyonuna sahip dağılımlardaki güvenilirlik modellerinde tahminleme

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2017 Diğer
Küvet hazard fonksiyonuna sahip dağılımı olan bir çok güvenilirlik modelleri önerilmesine rağmen, istatistiksel dağılımların bilinmeyen parametrelerinin tahmini hala uygulamalı istatistikçilerin karşılaştığı en önemli problemlerden biridir. Uyarlanmış Weibull dağılımı küvet hazard fonksiyonuna sahip esnek bir dağılımdır. Bu dağılımın parametrelerini tahmin etmek oldukça problemlidir. Genel olarak, küvet hazard fonksiyonuna sahip güvenilirlik modellerinin parametrelerini tahmin etmek için literatürde en sık kullanılan yöntem En Çok Olabilirlik (ML, Maximum Likelihood) yöntemidir. Küvet hazard dağılımlarına ilişkin olarak, en çok olabilirlik denklemleri parametrelerin doğrusal olmayan fonksiyonlarını içerir ve bu sebeple kapalı form çözümü vermeyecektir. Bu nedenle, nümerik ve iterasyon yöntemleri gerekmektedir. İterasyon yöntemleri çok katlı kökler, iterasyonların yakınsamaması veya yanlış değerlere yakınsaması sebebiyle problemli olabilir. Bu çalışmada, küvet hazard fonksiyonuna sahip esnek bir dağılım olan Uyarlanmış Weibull dağılımının parametrelerini tahmin etmek için 3-Adım Uyarlanmış En Çok Olabilirlik (MML, Modified Maximum Likelihood) ve Ortalama yöntemleri önerilmiştir. Önerilen yöntemler ve En Küçük Kareler (LS, Least Squares) yönteminin etkinliklerini karşılaştırmak amacıyla Monte Carlo simülasyonu yapılmıştır. Ayrıca, parametre tahmincilerine yönelik asimptotik varyanslar da verilmiştir. Simülasyon çalışması sonuçlarına göre önerilen yöntemler çoğu durumda LS yönteminden daha iyidir. Genel olarak Ortalama yöntemi 3-Adım MML yönteminden daha iyidir ve genel kullanımı uygun olacaktır. Son olarak gerçek hayat verilerine dayalı iki adet uygulama verilmiştir. Anahtar sözcükler: Küvet hazard fonksiyonu, parametre tahmini, Uyarlanmış En Çok Olabilirlik (MML), En Küçük Kareler (LS), Uyarlanmış Weibull dağılımı.

La dimension humanitaire des conflits en Afrique après 1990: Interventions et défis du génocide rwandais à la crise du Darfour

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Fransızca 2010 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
1990 yılının başından itibaren Afrika'daki çatışmaların insancıl sonuçları uluslararası topluma insancıl müdahale alanında büyük katkılar sağlamasına rağmen, 2003 yılında patlayan Darfur krizi başlatılan çabaların gerçek sınırlarını çizmiştir. Darfur krizinin ardından elde edilen tüm olumsuz sonuçları gözönünde bulundurarak, bazı uzmanlar Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği çerçevesinde uluslararası toplumunun bu konudaki rolü ve insancıl müdahale uygulamasını sorgulamaya başlamıştır. Ancak, olumsuz sonuçları belirleyen diğer faktörler büyük ölçüde araştırmaların dışında kalmıştır. Bu çalışmanın ana amacı, 1994 ile 2004 yılları arasında Rwanda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Sudan-Darfur bölgesinde yaşanan çatışmaları ve o çatışmalarda uygulanan başarısız insancıl müdahaleleri, uluslararası topluma engel teşkil eden dışsal ve içsel faktörler yoluyla anlatmaktır.

Laboratuarda gerçek zamanda klasik PID kontrolörlerin matlab simulink uygulamasının PLC uygulaması ile karşılaştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 Diğer
Günümüzde süreç kontrolü sanayide yaygın olarak kullanılmaktadır. Süreç kontrolünde genellikle PID yöntemi ile çalışan kontrolörler çalışılmaktadır. Süreç kontrolünde seviye, akış, konum, basınç ve sıcaklık gibi parametreler denetlenir. Süreç kontrolü farklı mühendislik disiplinlerinin ortak çalışma alanıdır. PID algoritması farklı mikro işlemci tabanlı cihazlarla oluşulabilmektedir. Günümüzde sanayide yaygın olarak kullanılan PLC'lerin (Programlanabilir mantık kontrolör) analog giriş çıkışları kullanılarak, süreç kontrolü sağlanmaktadır. Ayrıca laboratuarda bilgisayar tabanlı MATLAB programı da kullanılarak gerçek zamanlı PID yöntemi gerçeklenebilir. Bu tez çalışmasında laboratuarda yapılan sıvı seviye ve akış kontrolü, en uygun şartlarda ve deney seti kullanılarak PID algoritmalarının PLC cihazı ve MATLAB gerçek zaman ara yüzü oluşturulmasıyla gerçekleştirilmiştir. Süreç kontrolünü gerçekleştirmek için gerekli bağlantılar ve yapılandırmalar hazırlanmıştır. PLC' de programlama yapılabilmesi için Simatic Manager Step7 kullanılmıştır. Bunun yanı sıra Matlab 2008b versiyonu gerçek zaman kontrolü uygulanması, MF624 veri toplama kartı ile uyumlu bir şekilde çalışabilmesi için yapılandırılmıştır. Farklı iki cihaz üzerinde oluşturulan aynı PID algoritmaları için ayrı ayrı olarak sıvı seviye ve sıvı akış kontrolü deneyleri yapılmıştır, sıvı seviye tespiti ve sıvı akış kontrolü sonuçları elde edilmiş ve incelenmiştir. Bu sonuçlardan yola çıkılarak PLC ve MATLAB kullanımının kolaylık ve zorlukları göz önünde bulundurarak, her iki cihaz ile yapılan toplamda dört deney karşılaştırılmıştır.

Labour migratıon from Moldova to Russian Federation and Turkey

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2017 Diğer
İşgücü göçü eğilimleri göç meselesinin gündeminde yeni bir konu değildir. Fakat zamanla bu tür hareketlerin türü ve karakteri değişti ve daha dinamik bir senaryo haline geldi. Söz konusu ilerleme küreselleşmenin getirdiği çeşitli büyüme ve gelişmelerden dolayı mümkün oldu. Bilgi ve iletişim teknolojilerin gelişmesi gibi küresel süreçler göç karakterinin değişmesine neden oluyor. Bu süreç özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki işgücü göç akımını etkilemektedir. Rusya Federasyonu, İtalya ve Türkiye gibi ülkelere işgücü kaynaklarının tedarikçisi olan Moldova, aynı zamanda döngüsel işgücü göçün de en iyi örneklerinden biri. Farklı özellikleri ve farklı 'çekme faktörleri' taşıyan iki büyük ölçekli göç grubu Rusya ve Türkiye'ye yönelmiş ve Moldova'daki döngüsel işgücü göçüne daha da çok benzemeye başlayan işgücü göçü eğilimine yeni bir güç vermiştir. Bu tezde Moldova işgücü göçmenlerin iki hedef ülke Rusya Federasyonu ve Türkiye karşılaştırılacaktır ve bu ülkelere göç eğilimlerin döngüsel göç yolunda gelişmesi incelenecektir. Key WordsMigration in Moldova, Labour Migration, Circular Labour Migration, Moldovan Migrants in Russian Federation, Migrants in Turkey

Lacan ve Levinas'ta öteki ve özne

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2021 Sistematik Felsefe ve Mantık Bilim Dalı
Bu tez temel olarak öteki ile öznenin ilişkisi üzerinedir. Bu bağlamda Lacan ve Levinas'ın seçilme nedeni her iki düşünürde de söz konusu ilişkinin sorunsallaştırılmış olmasıdır. Lacan başkalığı psikanalitik kuram bağlamında ele alarak öznenin içindeki ve dışındaki ötekiyi öne sürer; çünkü ona göre, özne ve insan kimliğinin yapısı, üzerinde hiçbir zaman tam ve istikrarlı bir tanımlamaya ve denetime sahip olunamayan, sürekli değişen bir özdeşleşme süreci olarak anlaşılmalıdır. Bu bağlamda denilebilir ki, Lacan'ın öznelliğe ve onun olumsal oluşuna ilişkin yapmış olduğu en önemli katkı, her şeyden önce bilinç-dışının bilinçli kavrayışın ötesinde olan biçimlendirici ve yıkıcı etkilerini ortaya koymaktır. Dolayısıyla Lacan, varoluşu kaçınılmaz olan ötekilik, bilinçdışı travma ve arzular bağlamında bilinçli deneyimin bölünmüş öznesindeki yoksunluk/eksiklik diyalektiği olarak tanımlar. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Lacan'ın bölünmüş öznesinin felsefi gelenekte sunulan bölünmüş özneye karşı çıkan bir özne olarak düşünülüyor olmasıdır. Özne, bilinçli varoluşu bakımından, her ne kadar bağımsızmış gibi bir izlenim sergiliyor olsa da aslında hiçbir bakımdan özerk değildir; çünkü o, tam tersine, zaten bölünmüş bir varoluşun kaybından kaynaklanan bir travmanın, dolayısıyla bir türlü tükenmek bilmeyen bir kaygının ve doyurulamayan bir arzunun içini doldurarak sınırlarını çizdiği bir fantezidir. Bu nedenle Lacan'ı anlama çabasında özne ve öteki ilişkisini ortaya koymak önem arz etmektedir; bu bağlamda ilk bölümde Lacan'ın bölünmüş özne kavramı ile bilinçdışı ötekiliği nasıl ele aldığı ortaya konulmaya çalışılacak. Lacan'ın eksik öznesinin bilinçdışı ötekinin etrafında nasıl şekillendiğini anlamak içinse, her şeyden önce onun Freud'la olan düşünce etkileşimine bakılacaktır; çünkü bilinçdışı gibi öznenin yapılanmasında temel teşkil eden ve psikanalitik kuramın çekirdeğini oluşturan bir kavram öncelikle Freud'un bir keşfidir. Levinas'ın ise başkalık ile ilgilenmesi etik bağlamında gerçekleşir. Levinas'ın düşüncesinin odak noktasını, en temelde öznenin, içinde bulunduğu sınırlardan çıkarak olduğundan başka bir şeyin varlığının aşkın potansiyelini keşfetmek üzere harekete geçmesi oluşturur. Levinas'ın ötekini yüz yüze taşınan radikal, sonsuz başkalık olarak kavramsallaştırması onun etik deneyim kavramına verdiği anlam ve önem çerçevesinde ele alınır. Levinas'a göre bu ilişkideki yakınlık, her şeyden önce ben ve varlığın bilincinden önce gelen ötekinin değişmesi arasındaki asimetrik bir ilişkidir ve dolayısıyla insan öznelliğinin ve toplumsallığının de etik temelidir. Levinas, etik olana ilişkin koşulları, diğer insanlarla karşılaştığımız bir ben-öteki ilişkisine karşı ötekiyle şiddet içermeyen bir ilişkinin koşulları olmak bakımından düşünür ve vurgular. Buna göre, etik, ben-öteki ilişkisinin iki ayrı varlık arasındaki ilgisizlik ilişkisi şeklinde gerçekleşmesidir. Burada söz konusu olan ilişki, ben'in egoizmine ya da neyin doğru ya da yanlış olduğuna dair