Thesis Search




SEARCH RESULTS

Irak Türkmen Türkçesi-Tuzhurmatı merkez ağzından derlemeler

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
Irak Türklerinin konuştukları ağız, Türkçe'nin Batı grubu dilleri arasında yer almaktadır. Ancak Irak Türkçesinde kimi ağız ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Bu ayrılıklar bazen aynı il, ilçe, bucak ve bazen de bunların iki ayrı mahallesinde bile göze çarpmaktadır. Bu da değişik zamanlarda bu bölgelere göç edip yerleşen Türk boylarının ağız ayrılıklarından ileri geldiği söylenebilir. Irak Türkmen Türkçesinde /ng/ sesinin /v/ ve /y/ ye dönüşmesidir. Bu ayrılıklar Irak Türkmen ağızlarında teklik ve çokluk 2. kişi iyelik ekinde kendini göstermektedir. Irak Türkmen Türkçesi /v/ ve /y/ olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır. v grubuna dâhil olan şehirler, köyler şunlardır: Kerkük, Erbil, Dakuk, Hanekin, Kazaniye ve Mendeli; y grubuna dâhil olanlar: Telafer, Altınköprü, Tisin, Tuzhurmatı, Tazehurmatı, İmam Zeynelabdin, Kifri, Karatepe ve Bayatlar da yaşayan Türkmenlerinin ağzı bu gruba girmektedir. Yapılan bu çalışma, Irak Türkmen Türkçesinin y grubuna dâhil olan Tuzhurmatı merkez ağzından yapılan derlemelerin yazıya aktarılmış biçimi ile ses, şekil bilgisi ve sözlük çalışmasından ibarettir. Anahtar kelimeler: Irak, Türkmen, Tuzhurmatı, şekil bilgisi.

Irak Türkmenleri üzerine sosyolojik bir araştırma: Kerkük örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2020 Diğer
Bu tez, yüzyıllardır Irak'ta yaşayan, köklü bir geçmişe ve sosyo-kültürel zenginliğe sahip olan Irak Türkmenleri üzerine yapılmış sosyolojik bir araştırmadır. Çalışmada ilk olarak Irak'taki Türkmen varlığı, kimliği ve nüfusu incelenmiş ve sosyo-ekonomik ve kültürel yapıları ele alınmıştır. Aynı zamanda önemli bir belirleyiciliğe sahip olan Baas Partisi dönemi ve ABD işgali sonrasından günümüze kadar Irak Türkmenleri ele alınmıştır. Böylece tarihsel süreç boyunca Irak'ta değişim gösteren iktidar yapısının, Türkmen toplumu üzerindeki etkileri anlaşılmaya çalışılmıştır. Kerkük örneği üzerinden gerçekleştirilen bu çalışmanın yöntemi, nitel bir araştırmanın gereklerine göre düzenlenmiştir. Kerkük'te yaşayan 20 kişiyle yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiş ve elde edilen veriler betimsel analiz tekniği kullanılarak yorumlanmıştır. Veriler, 4 temel boyut esas alınarak yorumlanmıştır: Siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik. Elde edilen bulgularla birlikte Kerkük'te yaşayan Türkmenlerin sosyo-demografik özellikleri, kendi içlerindeki ve diğer topluluklarla olan sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkileri, ekonomik yapıları, eğitim durumları, anayasal hakları, siyasi faillikleri ve siyasi politikaların toplumları üzerindeki etkileri ortaya çıkarılmıştır. Böylelikle bu tez çalışmasıyla birlikte Türkmenlerin Irak'taki varlığı, kültürel yapıları ve tarihi zenginliği ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Aynı zamanda Türkmenlerin ülke içinde maruz kaldıkları zorluklar karşısında nasıl bir tutum sergiledikleri ve siyasi ve kültürel yapılarını nasıl korudukları sosyolojik bir perspektiften yorumlanmıştır. Anahtar kelimeler: Türkmenler, Kimlik, Aidiyet, Kerkük, Irak

Irak Türkmenlerinde çocuk oyunları

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2010 Türk Halk Bilimi (Folklor) Bilim Dalı
Türk Dünyasında oyun terimi ve kavramı dünden bugüne değişerek gelmiş; geçmişte sadece şaman denilen din adamlarını ifade ederken bu gün çok yönlü kavramları niteler olmuştur.Irak Türkmen çocuk oyunları gerek yapısı ve konusu, gerek oyun çeşitleri ve oyuncuları, gerekse oyunlardaki amaç ve kullanılan araçlar bakımından kendisine has bir özellik göstermektedir. Eski konar-göçer hayatın izleri yanında günümüz modern ve teknik oluşumlarının da etkili olduğu bu durum Irak Türkmen çocuk oyunlarının karakteristiğini de ortaya koymaktadır.Aynı soydan gelen Türk boy ve topluluklarının folklorundaki benzerlik ise işin bir başka boyutudur. Bu durum Irak Türkmenleri için de geçerlidir ve söz konusu çocuk oyunlarının Türkiye Türklerinde varyantları da düşüncemizi bir kere daha doğrular niteliktedir.

Irak'ın siyasal sisteminde anayasal kararlarda değişiklikler ve etkileri

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı
Irak, siyasi tarihi boyunca birçok anayasal değişikliğe gitmiştir. Ancak bu anayasal değişiklikler genel anlamda darbe ve işgal sonrası gerçekleşmiştir. Dolayısıyla Irak'ın kendi hür iradesi doğrultusunda bu anayasaları hazırladığını söylemek mümkün değildir. Dönem gereği her ne yaşandıysa onun etkisi altında bu anayasaların hazırlandığı aşikârdır. 1925 Anayasasının hazırlığı İngilizlerin hakimiyetinde gerçekleştirilmiştir. Irak'tan daha çok İngilizlerin menfaatlerini gözeten bir yasa olduğunu söylemek doğru sayılmaktadır. 1958'de meydana gelen askeri darbe (Özgür Subay Devrimi) neticesinde de 1958 Anayasası hazırlanmıştır. 1968 yılında Baas Partisi tarafından yapılan devrim (beyaz devrim) diye adlandırıldı sonucu yeni bir anayasa daha hazırlanmıştır. Bu Anayasa'nın diğerlerinden farkı cumhurbaşkanına verilen yetkilerin çeşitliliği olmuştur. Zira bu anayasa ile Cumhurbaşkanı hem devlet başkanı hem Ordu komutanı hem de Devrim Komut Konsey Başkanı olarak nitelik kazanmıştır. Yasa açısından en yüksek mercii Devrim Komuta Konseyi sayılmıştır. Zira yetkileri, görevleri, sorumlulukları hatta istifa durumlarını bile Devrim Komuta Konseyi kontrol etmektedir. 1970 yılında sosyalist rejimin hâkim olduğu bir anayasa hazırlanmıştır. Bu anayasayı hazırlayan komisyon 1968 anayasasının hazırlık komisyonundan daha tecrübeli üyeler barındırmaktadır. Diğer anayasaların aksine, bu anayasa kapsamında Tüm Irak Halkını ilgilendiren konular ele alınmıştır. 2004 yılında işgal sonrası dönem de göz önünde bulundurularak Hükümet Konseyi tarafından resmedilen, geçici anayasa hazırlanmıştır. Irak'ın bu yeni siyasi rejimi, kurumsallaşmış merkezi bir yönetişim uygulamasından ani ve şiddetli bir kopuş yaratmıştır. 2005 yılında itibaren geçerliliğini koruyacak olan Kalıcı Irak Anayasası (Yeni Irak Anayasası) yürürlüğe girmiştir. Bu anayasası diğerlerinden farklı kılan, halk oylamasına tabi tutulmasıdır. Öte yandan en çok dikkat çeken konu federal devlet yapılanması olmuştur. Federal sistemin yanı sıra parlamenter sistem de anayasaya dahil edilmiştir. Parlamentonun belirlenmesinde halk oylaması söz konusudur. 2005 Irak Anayasası, sadece Irak için değil, aynı zamanda Arap dünyasının geri kalanı için de gerçekten önemli bir yenilik olarak görülmesi gereken demokratik bir hükümet biçimini ima etmektedir. Yeni anayasa İslam dinine dayandırılmıştır. Ancak hazırlanırken adet, gelenek, görenek gibi kavramlar da göz önünde bulundurulmuştur. Anayasa'da Arapça' nın yanı sıra Kürtçe de resmi dil olarak belirlenmiştir. Bu birçok kesim tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Ayrıca, anayasada en çok dikkat çeken konu; federal sistem, Irak'ın gelecekte küçük devletlere bölünebilmesi ihtimaline karşın korku yaratmıştır.

Iraklı Şeyh Abdülkerim el-Müderris ve yorumlama metodolojisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Tefsir Bilim Dalı
Bu çalışma, çağdaş Iraklı müfessir Şeyh Abdülkerim el-Müderris'in (1904-2005) Mevâhibu'r-Rahmân fî tefsîri'l-Kurân adlı tefsirindeki tefsir metodunu ele almaktadır. Bu tefsir, ifade kolaylığı ile seçkinleşmiş, yapaylık ve karmaşıklıktan uzaktır. Tefsir yedi cilt olarak basılmıştır. Bu çalışma, bilimsel araştırma alanında bilinen metodoloji ve araştırma ilkelerine göre yazılmıştır. Tümevarım ve tanımlayıcı yöntemin yanı sıra, analitik ve eleştirel yönteme dayanmıştır. Çalışmamız üç bölüm ve bir sonuçtan oluşur. Tezin birinci bölümünde Şeyh el-Müderris'i tanıttık. Şahsi ve ilmi hayatı, eserleri ve hocalarını sunduk. Hayatı boyunca; hoca, imam, hatip ve müftü olarak yaptığı tüm görevleri anlattık. İkinci bölümünde ise, tefsir kitabını ele alıp, eserin yazımı sırasında izlediği yöntemi ve başvurduğu en önemli kaynakları inceledik. Çalışmanın üçüncü bölümüne gelince, Şeyh el-Müderris'in rivayet ve dirayet tefsirinde izlediği yöntemi açıkladık. İsrâiliyata yaklaşımını inceledik. Daha sonra tefsirinin bilimsel değerinden bahsettik. Bulgu ve fikirlerimizin bir özetini sonuç bölümünde yazdık. Bu sonuç ve fikirlerin en önemlisi, âlimlere ve araştırmacılara, Şeyh Abdülkerim el-Müderris'in şahsiyetini tanıtmak, tefsirine ışık tutmak, yöntemini açıklamak ve ilmî değerini vurgulamaktır. Son olarak Yüce Allah'tan başarı, yardım ve sebat dileriz. Zira Allah, ne güzel mevlâ ve ne eşsiz yardımcıdır!

Iraklı Türkmen şair Adnan Kasapoğlu'nun şiirleri üzerine bir inceleme (Yapı, tema ve modern Türk şiirinin etkisi)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2021 Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı
Bu çalışma, Iraklı çağdaş Türkmen şair Adnan Kasapoğlu'nun şiirlerini izlek ve yapı bakımından inceleyerek bu şiirlerdeki modern Türk şiirinin etkisini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Anadilde eğitim görme fırsatına sahip olamayan pek çok Iraklı Türkmen şairler için Türkiye'deki yazarları takip edip kendi şiirlerini kurmaya çalışmaları aynı zamanda onların anadilde eğitim yolu olmuştur. Şairin en önemli becerilerinden biri dil becerisidir, Kasapoğlu da Türkiye Türkçesini kitap ve sözlüklerden öğrenmiş, şiirlerini yazarken düzgün bir Türkçe kullanarak kaleme almaya çalışmıştır. Bu bağlamda çalışmanın birinci bölümünde şairin hayatı, edebî şahsiyeti ve hakkındaki değerlendirmeler üzerinde duruldu. İkinci bölümünde Kasapoğlu'nun şiirlerindeki izlek ve yapı incelendi. Üçüncü bölümde ise Kasapoğlu'nun şiirinde Türk şiirinin etkisi ele alındı. Ayrıca çalışma kapsamında şairle yaptığımız röportaj incelemenin daha sağlıklı yapılmasına olanak sağlamıştır. Sonuç olarak çalışmanın bütünü dikkate alındığında Kasapoğlu'nun edebî kimliği ve poetikası ortaya konulmuştur. Anahtar Kelimeler: Irak Türkmenleri, Türkmen Edebiyatı, Türkçe, Modern Türk şiiri, Horyat.

Irak'ta DAEŞ'in çıkışı ve ırak Türkmenlerine etkisi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2020 Siyaset Bilimi Bilim Dalı
Irak Türklerinin durumunun incelenmesi birçok açıdan önemlidir. Türkmenlerin, Irak'ta üçüncü etnik unsur olmalarına rağmen, haklarında yeterince araştırmanın bulunmadığını söylemek mümkündür. Tarihleri boyunca barışçıl politika izlemeyi tercih eden Türkmenler, istikrar ve barışın sağlanması konusunda bir örnek oluşturmaktadırlar. Osmanlıdan sonra peş peşe gelen Irak yönetimleri tarafından her türlü asimile, katliam ve baskılara maruz kalan Türkmenler, 2003 sonrası demokrasi döneminde de yaşadıkları bu zorluklar son bulmamıştır. Aksine daha da zorlaştığını söylemek mümkündür. Eskiden Araplaştırma politikasıyla karşı karşıya olan Türkmenler bu kez de bölgenin yeniden demografisini değiştirme amaçlı olarak Kürtleştirme politikasıyla karşılaşmışlar. Bağdat ile Erbil arasında yaşanan sorunlar yüzünden Türkmen bölgeleri terör faaliyetlerine açık bir saha olmuştur. Haziran 2014'te ortaya çıkan ve hızlıca yayılan DAEŞ terör örgütü Irak'ta Türkmenlere çok ağır darbeler vurmuştur. Fakat DAEŞ'in Türkmenlere karşı toplu katliam yapması, kadın-çocuğa tecavüz etmesi ve onları kaçırması, bölgelerinin demografisini değiştirme amaçlı onları göçe zorlaması ve hatta bölgelerindeki tarihi eserler dâhil her şeyi yıkıp yerle bir etmesine rağmen, bu konular mahalli ve uluslararası merkez ve örgütler tarafından ele alınmamış ve yeteri kadar da akademik olarak çalışılmamıştır. Bu çalışmada işgal sonrası Irak'ta ortaya çıkan başta terör faaliyetleri ve mezhepsel/etnik çatışmalar, özellikle de DAEŞ terör örgütünün Irak ve Irak Türkmenlerine etkisi, ayrıca Türkmenlerin örgüte karşı göstermiş oldukları mücadele ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: ABD, DAEŞ-IŞİD, Irak, Örgüt, Türkmenler, Türkiye, Terör.

Irak'ta kendilerini yakarak intihar girişiminde bulunan kadınlar: Süleymaniye örneği

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2017 Diğer
İntihar insanlık tarihinin eski bir olgusudur. Ancak bu olgu toplumdan topluma hem oran olarak hem de intihar yöntemleri bakımından değişmektedir. Ortadoğu da dünyanın diğer bölgeleri gibi intihar görülen bir olgudur. Kuzey Irak Bölgesin'de de intihar eylemi görülmektedir. Ancak buradaki kadınlar intihar girişiminde bulunurken ya da intihar ederken farklı ve çok duyulmayan bir yöntem kullanmaktadır. Bu yöntem ise kendini yakarak intihar etmektir. Bu yöntem en çok kadınlar tarafından kullanılmaktadır. Erkekler bu yolu nadir bir şekilde kullanmaktadır. Bu yol acı verici ve çok zor olmasına rağmen kadınlar tarafından birincil bir yöntem olarak intihar etmek için kullanılmaktadır. Bu yöntem büyük bir oranda 1991'den, yani Körfez Savaşından sonra ve Kuzey Irak Bölgesi Hükümeti kurulduktan sonra yayılmaya başladı. Kadınlar baba, erkek kardeş ve kocalar tarafından şiddete maruz kalınmaktadırlar. Erkeler gibi özgür bir şekilde yaşayamıyor, istedikleri erkekle evlenemiyorlar. Halen kadınlar çeşitli yollardan şiddete maruz kalıyorlar. Şiddete maruz kaldıkları zaman onlara yardım eden pek fazla kimse bulamazlar. Bazen şiddete maruz kalan kadınlar namus meselesi adı altında şiddete maruz kalırlar. Böyle durumlarda bazen kadınlar öldürülmektedir. bundan dolayı kadınlar sıkıntılara düştükları zaman çaresiz kaldıkları, ona yardım eden birisi olmadığı ve kendini korumak için kendini yakarak intihar etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu araştırmada Kuzey Irak Bölgesi'ndeki kadınların bu yolu kullanma nedenleri ve deneyimleri incelenmektedir. Calismada kadınların hangi sebeplerden dolayı intihar ettikleri, diğer yolar arasında niçin en çok bu yolu kullandıkları, televizyonlarda kendini yakarak kadınlar hakkında haberler ve genel olarak medya ne kadar etkliediğini ele alınmistir. Bu bölgede; ısınmak, aydınlatmak ve yemek pişirmek için gazyağı kullanılmaktadır. Kadınlar intihar ederken de üzerlerine bir miktar gazyağı döküp kendini ateşe vermektedirler. Çalsıma sonucunda bu eylemin bir gorenek haline geldigi ve kadınların eylemlerinden dolayı pismanlık duydukları gorulmustur. Anahtar kelimeler İntihar, Ortadoğu, Kuzey Irak Bölgesi, kendini yakmak, şiddet.

Irak'ta yerinden yönetim: Karşılaştırmalı bir analiz

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Kamu Yönetimi Bilim Dalı
Bu çalışmanın temel amacı, Irak yerel yönetim sisteminin, geçmişi ve mevcut yapısı ile ilgili sorunları ortaya koymaktır. Çalışmada ayrıca bazı ülkelerin yerel yönetim sistemleri incelenerek, karşılaştırmalı olarak değerlendirmek ve elde edilen veriler çerçevesinde Irak yerel yönetim sistemindeki sorunlara çözüm sağlayacak önerilerde bulunmak amaçlanmaktadır. Bu çalışmada federal veya üniter devlet yapısına sahip, ABD, Hindistan, İspanya ve Türkiye'nin yerel yönetim sistemleri incelenmiştir. Söz konusu ülkelerin yerel yönetim sistemlerindeki yetki ve sorumluluk, mali kaynak ve denetim gibi merkez – yerel ilişkileri üzerinde durulmuştur. Çalışmada bir ülkenin yönetim geleneği ve yapısının belirlenmesinde, o ülkenin tarihi, kültürel, ekonomik ve sosyal faktörlerinin etkili olduğu anlaşılmıştır. Bu çalışmanın sonuç kısmında Irak yerel yönetim sisteminin yapı ve işleyiş açısından karşılaştığı sorunlara çözüm olacak önerilerde bulunulmuştur.

Irak'taki itikadi mezhepler ve dinler (Yezidilik örneği)

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Arapça 2016 Kelam Bilim Dalı
ÖZET Irak bölgesi din akide mezheb bölgesidir.ırak devletinde şu anda 1811- 1812 yılılında 4 din ve bu 4 din mezhebi ile yol ve grubları ile vardır.Irak devletinde iki din resmi ve 1 diğer dinde gayri resmi olarak var.Kuzey ırak bölgesinde federal kürt bölgesinde bu 1 dinde yaşamda kullanılıyor.İslam dini mensubları Irak'ta %14 fazladır. Bunların dışında Hiristiyanlık, Yahudilik, Sabiilik ,Yezidilik, Kakeilik ve Zerdüştlük var. Şu anda Irak bölgesinde de yaşanan son savaşlardan dolayı çok kişi bölgeden göç etmiş durumdadır. Bu göç edenlerin çoğu kürt bölgesine ve avrupa bölgelerine göç etmiş durumdalar. Master öğrenimim için hazırladığım bu tezimde bu yedi dinin içinden Ezidi dinini ele alıp bu konu üzerinde tezimi hazırlamışım. Ezidiler aslen kürt miletinde olup dünyanın birkaç devletlerinde yayılmıştır Yalnız çoğunluğu kuzey ırak bölbesinde yani Güney Kurdistanda yaygındır . Nufüsları 18 binden fazladır.Ezidilerin çoğu diyorki isim ve ırkımız yezid ibni muavıye ibni ebu sufyandan gelıyor ve kurt tvlerınde , çoğu zaman televizyonlardada dinlediğmiz kadar şu anda Tahsin bey Ezidileri miri demiş ki biz ezidiler aslen kürt değiliz diyor yanlız diğer Ezidiler hepsi diyor ki biz kürdüz ve Ezidi dini kendinize has akide ve görüşleri var . Ezidiler inançları bir ve tek olan Allah a imanları var ve kendilerini peygamber İbrahim a.s izinde gidenlerden görüyorlar ve kendilerini tek bir ilaha tapanlardan görüp ve tek bir Allaha tapıyorlar. Günlük yaşamlarının çoğunda bir kısmı bazı ilahlara bağlanıp ve kendileri için başka isimlerle bağlantısını kurdukları ve iman ve inançları gereği olarak gördükleri güneş tanrısı ve çocukların dünyaya getiren tanrı vs … Allaha' la bağlantılı olarak kendi yanlarında kabul ediyorlar. Böylelikle Ezidiler büyük melek (şeytana) tapıp onu mübarek olarak kabul ediyorlar ve inançlarına göre şöyledir ki ,şeytan bir tek Allaha tapanlardan olup bütün meleklerin lideridir ve Allahın yaptığı denemeden başarı ile çıkmış ve melekler arasında en üst mertebeyi vermiş ona .büyük melek Allah ile melekler , Allah ile insan arasında ve Allah ile bütün varlıklar arasında bağlantı yapıyor . Böylelikle Ezidile bütün meleklere iman getiriyorlar ve onlara göre bütün melekler Allah'ın nurundan yaratılmıştır.Yine Ezidiler imanları bütün peygamberlere var ve aralarındanda hiç bir fark koymadan ve Allah tarafından gönderilen bütün peygamberlerin yolunu takip ediyorlar ve diyorlar ki hiç bir peygamber ve resul ezidiler için gelmemiştir. İnançlarına göre gökyüzünden inen bütün kitaplara iman getiriyorlar (kuran incil tevrat zebur ) Allahın kelamıdır ve peygamberleri için gökyüzünden göndermiştir. Ve Ezidiler ait ayrı iki kitabları var bunlar birincisi (siyah mushaf) diğer kitap (alclwe kitabı ) Ezidilerin inançlarında ruh var ölmez ve diridir ,insan öldüğünde sadece cesed ölüyor ruh ölmüyor, onlar böyle bakıyorlar ki insan ruhu yeni bir cesedte tekrar diriliyor ruhu başka cesedte tekrar diriliyor ve eger insan kötü ve suçlu ise berbat hayvanların c

Iran saraylarında mekan ve mobilya

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2016 İç Mimari Tasarım Bilim Dalı
İran Saraylarında Mekan ve Mobilya başlıklı çalışmada;İran mobilyaları ilk çağlardan başlayarak hükümdarlık dönemlerine göre incelenmiş, günümüze ulaşan saray mekanları ve mobilyaları çok yönlü olarak karşılaştırmlı biçimde ele alınmıştır. İran'a ait ilk mobilyalar günümüze ulaşan; tablet,yazıt,para ve özellikle minyatür gibi belgeler üzerinden yapılan okumalarla netleşmiştir.Ayrıca mobilyaların biçimsel özelliklerine ait sembol ve anlamalarına da yer veren İran şahnameleri taranarak detaylı veriler elde edilmiştir. İran saray mekanlarında ve mobilyalarında karşımıza çıkan İran'a özgü süsleme biçimleri ve yöntemleri araştırılmış,Asya ve Avrupa'daki örneklerle birlikte ortaya konmuştur. Tüm süsleme örneklerinin yer aldığı saraylar arasından seçilen ve Tahran'da yer alan Gülistan,Niaveran ve Saadabat Sarayları'nda bulunan mobilyalar ve bulundukları mekanlar incelenerek sonuçları detaylı olarak irdelenmiştir.

Iran, Pakistan and Saudi Arabia: The rising sectarianism

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2018 Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bilim Dalı
Sünni Müslümanlarin çoğunluğu oluşturduğu Pakistan önemli bir Şii Müslüman nüfusa ev sahipliği yapmaktadır. Sovyet kuvvetlerinin Afganistan'a gelişi Pakistan'ı mücahitlere ev sahıplığı yapan ve sınır ötesine gönderen bir ön cephe müttefiki yaptı. Bunun yanında Sovyet-Afgan savaşı 1979 İran Devrimi ile aynı zamana tekabul etmistir. Bu iki faktör de komşu devletlerin Pakistan'daki Şii-Sünni ilişkilerine etki etmesi için bir katalizör görevi görüyordu. Bu çalışma, İç-dış dinamikler teorik bakış açısı yardimiyla Pakistan'daki Şii-Sünni çatışmasini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede iç dinamiklerin Pakistan'ın yakın çevresine ve bölgesel güçlere yonelik dış politikasını nasıl etkilediğine odaklanmaktadır. Aynı zamanda, Pakistan iç politikasını etkileyen İran ve Suudi Arabistan gibi bölgesel ve bölge dışı güçlerin ve bu ülke için merkezkaç nitelikteki devlet dışı aktörlerin rolünü ayrıntılarıyla ele almaktadır.

Irkçılık ve SSCB paradoksu

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans Türkçe 2019 Felsefe Bilim Dalı
Irkçılık özellikle 19. ve 20. yüzyıllarda zirveye ulaşan bir ideolojidir. İlk başta biyolojik özellikleri ölçüt olarak kullanan ırkçılığın, İkinci Dünya Savaşından sonra eski popülaritesini kaybettiği düşünülüyordu. Fakat 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa'da yaşanan göçler, Batı toplumlarının homojen yapısını kaybetmesine neden olduğu gerekçesiyle çeşitli tartışmalara yol açmıştır. Bu durum kültürel farklılıkları ön plana çıkaran yeni ırkçılığın biyolojik ırkçılığın yerine geçmesine neden olmuştur. Temelinde kapitalist üretim ilişkilerinin ve sömürgeciliğin bulunduğu ırkçılığın SSCB gibi sosyalist olma iddiasındaki bir devlette vuku bulması üzerinde detaylı düşünmeye değer. Sovyet yönetimi kuruluşunun ilk yıllarından itibaren ırkçı mitlerin yaygın olduğu Rus milliyetçiliğinin önüne geçmeye çalıştı. Fakat Stalin'in iktidara gelmesi Rus milliyetçiliğinin yeniden filizlenmesini sağladı. Sovyet hükümeti homo sovyeticus yaratma iddialarına karşın Ruslaştırma politikasını izledi. Rus dili esas dil olarak kabul edilmiş olup bütün resmi işlemler Rus dilinde yapılmıştı. Devlet yönetiminde önemli görevlere Ukraynalılar, Belaruslar ve çoğunluk olarak Ruslar getirilmişti. SSCB'de milliyetçilik ve ırkçılık iç içe geçen iki ideolojidir. Dolayısıyla bu çalışmada cinsiyetçilik, yabancı düşmanlığı ve milliyetçilik gibi kavramlarla yakından ilişkili olan ırkçılık konun amacı gereği sadece milliyetçilik bağlamında incelenecektir. Sovyet bilim dünyasında ırk yerine etnik köken çalışmaları yapılmıştır. Sovyet bilim adamları 1960'lardan sonra psikolojinin etnik grupların ortak biyolojik özelliği olduğunu savunmuşlardır. Bununla birlikte her bir etnik grubun kendine özgü karaktere sahip olduğu benimsenmiş olup bu durumun ifadesi için ulusal karakter kavramı kullanılmıştır. İlerleyen yıllarda Sovyet biliminde etnik gruplar arasında yetenek farklarının olduğu ve halkların kaderinin genetik özellikleri tarafından belirlenebileceği düşüncesi gelişmeye başladı. Bu çalışmada ırkçılığın tarihsel kökleri incelendikten sonra Sovyet yönetiminin diğer uluslara karşı izlediği politikalar incelenecektir. Ruslar kendilerini diğer halklardan farklı ve özel olarak görmekteydi. Özgün bir kimliğe sahip oldukları düşünceleri SSCB dönemine de yansımıştır. Irkçılığa şiddetle karşı çıkan SSCB'de kültürel gösterenlere işaret eden yeni ırkçılığın olduğu gösterilmeye çalışılacaktır. Anahtar kelimeler: Irkçılık, Yeni Irkçılık, Kapitalizm, SSCB, Etnik Köken, Ulusal Karakter.

Isı akümülatör tankının geliştirilmesinin sayısal ve deneysel olarak araştırılması

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2014 Diğer
Bu tez çalışmasında; ısı pompası ve güneş enerjisi ile su ısıtma sistemlerinde ısıl enerji depolamak için kullanılan içinde serpantin boru bulunan dikey tip silindirik sıcak su deposu (akümülatör) içerisine yönlendirici tip koni levha konulmasının sıcaklık tabakalaşması üzerine etkisi, sayısal ve deneysel olarak incelenmiştir. Tüm yapılan çalışmalar, deponun şarj edilmesi durumunda gerçekleştirilmiştir. Sıcak su deposu içerisinde kullanılacak, en iyi ısıl tabakalaşmayı sağlayan serpantin borusunun çapının ve bükme çapının belirlenmesi amacıyla sayısal çalışmalar yapılmıştır. Bu sayısal çalışmalar, serpantin borusuna giren suyun debi ve sıcaklığı değiştirilerek ANSYS 14.5.7 programında gerçekleştirilmiştir. Bu programda yapılan analizlerde süreklilik, momentum ve enerji eşitlikleri üç boyutlu zamana bağlı olarak çözülmüştür. Sıcak su deposu içerisine koni konulması ile sıcaklık tabakalaşmasında oluşan farkın etkisini daha net görebilmek için, ilk olarak, depo içerisinde yönlendirici koni konulmadan sayısal çalışmalar yapılmıştır. Daha sonra yapılan sayısal çalışmalarda depo içerisine farklı d1/D,d2/D, h/H ve x/H oranlarında koni konulması ve bu yönlendiricilerin ısıl tabakalaşma üzerine sağladığı etkiler incelenmiştir. Burada, H ve D sırası ile tankın yüksekliği ve çapı, x tankın taban yüzeyinden koniye kadar olan mesafesi, d1 ve d2 koninin üst ve alt kısmının çapı, h ise koninin yüksekliğidir. Yapılan bu incelemeler neticesinde, en iyi ısıl tabakalaşmayı sağlayan boyutsuz değerlere sahip yönlendirici koni sayısal olarak belirlenmiştir. Sayısal çalışmalar sonucunda elde edilen en iyi sıcaklık tabakalaşmasını sağlayan serpantin borusu çapı ve bükme çapına sahip, ile boyutları belirlenen koni imal edilerek deneysel çalışmalar yapılmıştır. Sayısal çalışmalar ile aynı koşullarda gerçekleştirilen deneysel çalışmalardan sonra iki çalışmanın da analiz sonuçları karşılaştırılmış ve birbirleriyle uyumlu oldukları görülmüştür.

Islamic corporate governance and sustainable financial performance: A phenomological study

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2020 Diğer
Bu fenomenolojik çalışma, İslami Kurumsal Yönetim ile firmanın sürdürülebilir finansal performansı arasındaki ilişkiyi açıklamaya çalışmaktadır. İslami kurumsal yönetişim, İslam hukukunun kapsanmasında yerleşik olan yönetişim çerçevesi mekanizmalarını ifade eder. İslami kurumsal yönetişimin temel amacı, bireysel kazanç ve sosyal kalkınma arasında bir denge kurmaktır. İslami kurumsal yönetişimin temel bileşenleri şunlardır: gereksiz risklerden ve faiz temelli faaliyetlere katılımdan kaçınmak, servetin bağış / yardım yoluyla dağıtılması ve kurumsal veya ülke düzeyinde faaliyet gösteren İslami düzenleyici otoritenin gözetimi altında sıkı bir kontrol ve denge sistemi geliştirilmesi. İslami kurumsal yönetişimin en önemli kısmı, yatırımcılar, hissedarlar ve yönetim kurulu arasındaki kurum sorununu ve çıkar çatışmasını ortadan kaldıracak etkin bir hesap verebilirlik sistemi geliştirmektir. İslami kurumsal yönetişimin etkin bir şekilde uygulanması, hissedarların ve diğer paydaşların güvenini arttırmakta ve bu da firmanın piyasa değerini arttırmaktadır. Bu teori, bu çalışmada Borsa İstanbul Endeksinde kayıtlı olan veya MUSİAD (Bağımsız Sanayici ve İşadamları Derneği) ve katılımcı Bankalar üyesi 50 firmanın yarı yapılandırılmış görüşmeleri yapılarak test edilmiştir. Yanıtlar kalitatif teknikler kullanılarak kaydedilmiş ve analiz edilmiş ve tematik analiz NVIVO uygulanarak yapılmıştır. İslami kurumsal yönetişimin sürdürülebilir finansal sağlığa katkıda bulunduğu yöneticilerin verdiği tepkilerden anlaşılmaktadır. IKY, şirketlerin operasyonel ve idari verimlilik açısından iyi durumda olmasını sağlayan CCG'ye karşı hesap verebilirlik avantajına sahiptir. Ayrıca, IKY, yetki devri yetkisi yaklaşımı yoluyla ajans maliyetinin azaltılmasına yardımcı olur. Bu nedenle, IKY çatısı altında formüle edilen SOP'ler, organizasyon yapılarının etkili ve verimli bir şekilde izlenmesini, kontrol edilmesini ve denetlenmesini sağlar.

Islamic windows in terms of Islamic law

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2019 İslam Hukuku Bilim Dalı
Bu çalışma, faizli bankaların İslami ürünler ve hizmetler sunmak için açtığı İslami pencerelere odaklanmaktadır. Alimlerin İslami pencerelerin akreditasyonu ve faaliyetleri hakkındaki görüşleri, ticari bankaların bankacılık faaliyetlerinin doğası gereği farklılıklar göstermektedir. Bu sebeple bu çalışma, İslami pencerelerin şer'i kurallara göre incelenmesini amaçlamaktadır. Öncelikle İslami pencerelerin ortaya çıkış sebepleri, özellikleri ve amaçları incelenecektir. Daha sonra buna ilişkin fetvalar veren ve analiz yapan bilim insanlarının tartışmaları ve alimlerin bu İslami pencerelere ilişkin çalışmalar ele alınacaktır. Bununla birlikte İslami pencerelerin, gerek Müslüman olmayan ülkelerde gerekse İslami bankaları olmayan Müslüman ülkelerde İslami finansı nasıl yansıttığı görülecektir. Bu çalışma, Kamerun ve Orta Afrika'daki ilk İslami pencere olan Afriland First Bank gibi bazı İslami pencerelerin ve diğer bazı örneklerin incelenmesiyle sona ermektedir.

Isolation and characterization of saponins from Astragalus halicacabus and Astragalus melanocarpus species

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2014 Diğer
Astragalus L., yaklaşık 3000 türle Leguminosae familyasındaki en geniş cinstir. Türkiye florasında 224 tanesi endemik olmak üzere toplam 445 türle temsil edilmektedir (Davis, 1970; Aytaç, 2000). Astragalus türlerinin kökleri çok eski yıllardan beri halk arasında terlemeyi önleyici, tonik ve diüretik olarak kullanılagelmektedir. Ayrıca yine şeker hastalığının, nefritin, löseminin ve rahim kanserinin tedavisinde kullanım alanı bulmaktadır (Tang and Eisenbrand, 1992). Anadolu'da, Türkiye'nin Güney-Doğusu'nda Astragalus köklerinin sulu ekstreleri geleneksel olarak lösemiye karşı ve yara iyileştirici olarak kullanılmaktadır (Çaliş et al.,2008; Bedir et al., 2000). Astragalus köklerinin bilinen biyolojik aktif bileşenleri, polisakkaritler ve saponinler olmak üzere iki temel kimyasal bileşik sınıfında toplanmıştır (Tang and Eisenbrand, 1992). Bugüne kadar 400'dan fazla sikloartan yapısında saponin tanımlanmış ve bunların arası yaklaşık 200 Astragalus cinsinden izole edilmiştir (Mamedova and Isaev, 2004; Li-Peng et al., 2013). Sikloartan yapısındaki saponinlerin en zengin kaynağını oluşturan Astragalus (Leguminosea) cinsine ait türler, bu türlerin ekstreleri ve bunlardan izole edilen bileşikler, bağışıklık uyarıcı, karaciğer koruyucu, antioksidan, antiviral, ateş düşürücü, kardiovasküler, iltihap giderici ve anti kanser etkiler göstermeleri nedeniyle giderek artan bir şekilde ilgi odağı haline gelmiştir (Rios and Waterman, 1997; Verotta El-Sebakhy, 2001). Türkiye Astragalus türlerinden biyolojik olarak aktif bileşiklerin izolasyonuna ilişkin devam eden çalışmalarımız kapsamında Astragalus halicacabus Lam.ve Astragalus melanocarpus Bunge. bitkileri çalışılmıştır. Astragalus halicacabus bitkisinden 1 yeni sikloartan-tipi glikozit (halicacoside A, AHa1), 1 yeni maltol glikozit (halicacoside B, AHa2) ile birlikte 7 bilinen sikloartan-tipi glikozit (3-7) ve 1 bilinen maltol glikozit (10) izole edilmiştir. Astragalus melanocarpus bitkisinden 3 yeni saponin ile birlikte 7 bilinen saponin izole edilmiştir. İzole edilen bu bileşiklerin yapıları, 1D ve 2D- NMR teknikleri, ESIMS ve HRMS analizleri kullanılarak belirlenmiştir. Anahtar Sözcükler: Leguminosae, Astragalus halicacabus, Astragalus melanocarpus, sikloartan, oleanan, maltol, saponin.

Isolation and Genotyping of adherent-invasive Escherichia coli (AIEC) strains from Crohn's patients and quantification by qPCR

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora İngilizce 2020 Temel ve Endüstriyel Mikrobiyoloji Bilim Dalı
Amaç: Adherent invaziv Escherichia coli (AIEC), özellikle Crohn hastalığı (CD) olmak üzere enflamatuar bağırsak hastalıklarının (IBD) patogenezinde rol oynar. Bu çalışmanın amacı, klinik önemi olan AIEC suşlarının virülans faktörlerini izole etmek, tanımlamak, genotiplendirmek ve karakterize etmektir. Yöntemler: 24 aktif CD hastasından ve 15 sağlıklı kontrolden (HC) ileal ve kolon biyopsileri toplanmıştır. E. coli suşları standart biyokimyasal testlerle tanımlanmıştır ve MALDI-TOF (bioMerieux, Fransa) sistemi ile doğrulanmıştır. AIEC fenotipleri, yapışma, invazyon ve makrofaj içinde hayatta kalma deneyleri ile belirlenmiştir. Genetik virülans faktörleri ve genotipleme özellikleri sırasıyla PCR ve PFGE ile belirlenmiştir. E. coli suşlarının bolluğu ve antibiyogram profili sırasıyla qPCR ve VITEK® 2 (bioMerieux, Fransa) otomatik sistemi ile belirlenmiştir. Bulgular: 17 CD hastasından ve 14 HC'den E. coli suşları izole edilmiştir, bunların 10'u (%59) ve 7'si (%50) AIEC suşu olarak belirlenmiştir. CD'lardan izole edilen AIEC olmayan suşlara kıyasla sırasıyla chuA ve ratA genlerinin AIEC ile ilişkili en önemli genetik belirteçler olduğunu ve HC p = 0.0119, 0.0094 olduğu bulunmuştur. CD hastalarından elde edilen E. coli suşlarının çoğu, en az bir antibiyotiğe karşı HC'ye (%29) kıyasla antibiyotik direnci (%71) göstermiştir. AIEC benzeri suşlar, AIEC benzeri olmayan suşlara (%53) ve (%21) kıyasla antibiyotiklere karşı daha dirençlidir. Sonuçlar: AIEC suşları ile AIEC olmayan suşlar arasında chuA ve ratA virülans genlerinin prevalansı ve antibiyotik direnç profilleri açısından önemli farklılıklar belirlenmiştir. Ek olarak, CD hastalarından izole edilen AIEC suşlarının, sırasıyla %80, %14 HC'den izole edilen AIEC suşlarına göre penisilin/beta laktam ve aminoglikozit antibiyotiklere karşı daha dirençli olduğu bulunmuştur.

Isolation, screening, partial purification and characterization of halophilic protease from different samples

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Yüksek Lisans İngilizce 2016 Diğer
Bu çalışmada, Endonezya fermente tuzlu gıdaları ve tuzlu toprak örneklerinden proteaz üreten bakteriler taranmış ve izole edilmiştir. Bu çalışmanın amacı, halofilik bakterilerin izolasyonu ve daha sonra bunlardan halofilik proteazların taranması, saflaştırılması ve karakterize edilmesidir. Bu çalısmada, Endonezya geleneksel fermente tuzlu gıdaları olan tauco ve terasi'den 4 tane halofilik bakterileri izole edildi. Bu izolatların arasında en iyi proteaz üreten izolat olarak, tauco'dan izole edilen TANN 4 seçildi. Bu izolat % 1 süt tozu ile takviye edilmiş % 18 MGM (Modifiye Geliştirme Medium) broth ve agar besiyerinde geliştirildi. İzolat TANN 4'ten hücre dışı proteaz enzimi, (NH4)2SO4 çöktürmesinden sonra dializ ile kısmi olarak saflaştırıldı. Proteaz enzimi kısmi olarak %72.87 verimle ham homojenata göre 25.41 kat saflaştırıldı. Bu termoaktif ve alkalifilik saflaştırılan proteaz enziminin optimum pH ve sıcaklığı sırasıyla 8.0 ve 50 °C olarak bulundu. Saflaştırılan enzim, %1 'den %15'e kadar olan genis bir tuz konsantrasyon aralığında aktif olarak belirlendi ve optimum tuz konsantrasyonu ise %1 (w/v) olarak bulundu. Enzim aktivitesi etilen diamin tetra asetik asit (EDTA) spesifik proteaz inhibitörüyle tamamen inhibe olduğu için enzim grubu metalloproteaz olduğu belirlendi. Proteaz enziminin Ca2+, K+ ve Mg2+ gibi metal iyonlarıyla aktive olduğu belirlendi. Saflaştırılan enzimin Km ve Vmak kinetik parametreleri kazein substratı kullanılarak sırasıyla 0.0649 mM ve 216.45 U mg-1 olarak bulundu. Saflaştırılan enzimin molekül ağırlığı sodyum dodesilsülfat poliakrilamit jel elektroforezi (SDS PAGE) ile yaklaşık 19.8 kDa olarak tayin edildi. Enzimin yüzey aktif maddeleri (% 0.1-0.5 SDS ve % 1-5 Triton X-100), %1 OMO ve Ariel deterjanlar ile ve ayrıca % 25 metanol gibi organik çözücülerle kararlılığını koruduğu tespit edildi. Ayrıca, saflastırılan proteaz enziminin en iyi aktiviteyi kazein, sıgır serum albumini (BSA) ve hemoglobin substratlarına karsı gösterdigi görülmüstür. Proteaz üretici izolatlarin identifikasyonu için ribotiplendirme analizi gerçekleştirilmiş ve bu örneklerden 3 (izolat TANN 4, TR 2 ve TR 4) tanesinin sırasıyla % 71, 68 ve 69 % benzerlik oranları ile Halobacillus trueperi) ve 1 tanesinin (izolat TR 1) ise % 64 oranı ile Virgibacillus pantothenticus oldukları tespit edilmiştir. Bu çalışmayı geliştirmek için daha ileri seviyede protein saflaştırma, bakteriyel tanımlama ve besiyerleri optimizasyonu gerekmektedir.

İşitme ve zihinsel yetersizliği olan çocuklara sahip Burundili ailelerin gereksinimlerinin belirlenmesi

Thesis Number level Language Year Bilim Dalı
Doktora Türkçe 2016 Diğer
This descriptive comparative research was conducted to determinate the needs expressed by Burundian parents with disabled children. In addition, It was also aimed to examine the effects of some sociodemographic characteristics on the needs. Participants were 172 mother-father couples who had hearing impaired or mentally disabled children. Data were collected using Family Needs Survey (FNS). By using Burundian version FNS scale which was adapted with 29 items, it was found that Burundian parents reported 17 items as most and 12 as least needs. According to the results, the differences between expressed needs were significant according to child's disability, parents' gender, educational level and perceived daily expenses. Parents of hearing impaired children expressed more needs than parents of mentally disabled children. Mothers expressed a high level of needs than fathers, and parents with a high education level expressed more needs than parents with lower level education. Also, non educated parents expressed a lower level of needs than educated parents. According to child's age and gender, the difference in expressed needs was not significant. Keywords: Burundian families, family needs, Family Needs Scale, disabled children